Bu Blogda Ara

Sayfalar

29 Mart 2017 Çarşamba

Zeytine Gönül Verenler : Reşat Akkan

Reşat Akkan, Manisa Salihli’de doğup büyüdü. 21 yıl özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra, Salihli’nin Tekelioğlu Köyü’nde zeytin yetiştirmeye başladı. 6 yıldır Alyattes markasıyla organik zeytin ve zeytinyağı üretip satıyor. ‘Bu benim için bir emeklilik meşgalesi değil, tamamen bir iş gibi’ diyor.Reşat Akkan doğma büyüme Salihlili. Liseyi bitirip, üniversite için İzmir’e gidene kadar burada yaşadı. Okuduğu okulların etrafı, hep zeytinlikti. Ama 20 bin nüfuslu Salihli, 100 bin nüfuslu hale gelirken, kesildi o ağaçlar. Apartman yapmak için, daha çok para getirir diye üzüm dikmek için... İşte belki de bu yüzden, yıllar sonra Salihli’ye dönecek, 10 bin zeytin ağacı yetiştirecek, profesyonel yöneticiliği en verimli çağında bırakarak,
organik zeytin ve zeytinyağı işine girecekti Akkan.

AKADEMİSYENLİK YAPTI
Bugün 54 yaşında olan Akkan, Ege Ünversitesi İktisadi Ticari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü mezunu. Mezuniyetten sonra kariyerine McCannErikson’da başladı. Bir yıl sonra Efes Pilsen’e bölge şefi oldu. Bu sırada, ODTÜ’de master’ını tamamladı. Hocası doktora da yapar mısın diye sorunca, üniversiteye asistan olarak girdi. 1984’te doktorasını tamamladıktan sonra, ABD’ye devlet bursuyla giderek, Sunny Buffalo’da öğretim üyeliği yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra, Turyağ’a girdi. Bunu duyan Efes Pilsen, ‘biz seni üniversiteye gidiyorsun diye bırakmıştık, geri gel’ deyince, Efes Pilsen’e Avrupa pazarından sorumlu bira grubu başkan yardımcısı olarak döndü. Bu sırada İngiltere, Hollanda gibi ülkelere ilk bira ticaretini gerçekleştirdi. Ancak 2 yıl sonra kahvehanelerde bira satışı yasaklanıp, bira pazarı bir gecede yüzde 50 küçülünce, Turyağ’dan gelen teklifi değerlendirdi. Böylece hem Efes Pilsen, hem de Turyağ’da ikişer kez işe başlayan Akkan, ayrılınan şirkete geri dönmeyi gençlere tavsiye etmiyor: ‘Gençler ayrıldıkları şirkete bir daha dönmesinler. İlk çalıştıkları şirketi, döndüklerinde bulmaları çok zor. Yönetim felsefe değişiyor’ diyor.

48 YAŞINDA BIRAKTI

Sonra ITT Bilca’ya transfer oldu. Zarar eden bu şirketin cirosu, 4 yıl sonra 135 milyon dolara ulaştı. Bir dönem sonra şirket kapandı. Akkan, 1991’de Eti bisküvilerinin genel müdürü olunca, ailesiyle birlikte Eskişehir’e taşındı. Çok mutlu olmasına rağmen, çocukların daha iyi eğitim almaları için İstanbul’da olmaları gerek diye düşünerek, RJReynolds’tan gelen satış direktörlüğü teklifini kabul etti. Türkiye’deki ilk özel sigara dağıtımını gerçekleştirdi. Bunu, çok daha büyük bir firma olan Philip Morris’ten önce yapmayı başarınca, Doğu Avrupa’dan sorumlu satış ve dağıtım direktörlüğüne getirildi. Cenevre’den, 1 yıl boyunca Çek Cumhuriyeti, Polonya, Hindistan, Pakistan ve Tanzanya’daki operasyonları yönetti, yeni kurulan Kafkasya operasyonunun genel müdürü oldu. Bir yıl sonra Sara Lee’ye geçerek, 3 yıl genel müdürlük yaptı. Ancak, yerel markaları satın alarak büyüyen bu şirket, Türk şirketleri
değerinin altında satın almak isteyince, oradan da ayrıldı. 48 yaşında, özel sektör deneyimlerini bir tarafa koyup, kendi idealini gerçekleştirmeye, zeytin yetiştirmeye koyuldu.

TAM ANLAMIYLA BİR İŞ
Akkan’ın kurduğu Alyattes adlı organik çiftlik, 335 dekarlık bir alana sahip. Burada, yaşları 1 ile 6 arasında değişen 10 bin 659 zeytin ağacı var. Bu yıl 2 ton yağ, 15 ton zeytin üreten çiftlikten, 2010’da 150 ton zeytin elde edileceği, bunun da 50 tonunun yağ, geri kalanının zeytin üretimine ayrılması planlanıyor. Şu anda, 240 üyeye, internet sitesi üzerinden satış yapılıyor. Lydian markasıyla Japonya’ya ve İsviçre’ye ihracat yapmayı planlıyor. Alyattes ürünleri, önümüzdeki aylarda çeşitli satış noktalarında da yerini alacak. Akkan, önümüzdeki yıl üyelerin çiftlikte kendi zeytinlerini toplayacaklarını anlatıyor. ‘Üyeler gelip, ihtiyaçları olduğu kadar zeytini toplayacak, işlenmesini izleyecek, sonra ürünü alıp evlerine götürecekler. Veya bana 50 kg yağ lazım derlerse, o kadar zeytini toplayacak işçi tutulacak’ diyor. Zeytin ağacı sayısını artırmayı düşünmüyor Akkan. Ancak karpuz, Salihli kirazı gibi, organik meyveler yetiştirmeye başlamışlar.
Akkan, hasat ve işleme zamanlarında Tekelioğlu Köyü’nde, yılın diğer yarısında ise İstanbul’da yaşıyor. Peki zeytincilik onun için iş mi yoksa emeklilik döneminde uğraştığı bir hobi mi? Yanıtı kesin: ‘Tam anlamıyla bir iş.’

Köy Kalkındırma Kooperatifi Başkanı

Reşat Akkan, çiftliğin bulunduğu yörede, zeytin konusunda lider çiftçi haline gelmiş. ‘Köylüler beni gördükten sonra zeytin dikmeye başladılar’ diyor. Akkan, kurulmasında da rol aldığı Köy Kalkınma Kooperatifi’nin başkanı. Bu kooperatifin amaçları, organik zeytin ve zeytinyağı ile organik süt üretimini teşvik etmek. Akkan, ‘Köyden son 2 yılda 22 hane işsizlik nedeniyle göç etti. Bu göçü durdurmayı planlıyoruz. Köylüler kendi işlerini kurmazsa, gelecek 10-15 yıl içinde kendi topraklarında işçi durumuna düşecekler’ diyor. Köyde çocuklar ona ‘Reşat Dede’ diye hitap ediyor. Reşat Akkan ve eşi Şeyda Akkan’ın 18 yaşındaki oğulları Fırat Galatasaray, 16 yaşındaki kızları Göksu ise Koç Lisesi’nde okuyor.


Bunu yapmak o kadar kolay değil büyük düşünmek lazım

Zeytincilik ne zamandır hayalinizdi?

- Üniversiteden biraz istemeyerek ayrıldım. Tamam, ben özel sektöre giriyorum tekrar dedim. En iyilerden biri olacağım, çok çalışacağım, başkalarından iyi para kazanacağım ve gerçekten iyi para kazanacağım dedim. İstediğim bir işi yapacaktım. Ama o anda ne istediğimi bilmiyordum. Finansal riskleri ortadan kaldırıp, kendimi ve ailemi güvenceye aldıktan sonra girdim. Ama öncesinde büyük bir risk, macera olurdu.

Güneye gidip çiftçilik yapmak, doğayla baş başa yaşamak hayali bugün iş dünyasında çok moda. 6 yıl önce de böyle miydi?

-Benim zamanımda daha azdı. Artık iş hayatındaki stres daha çok, rekabet daha yüksek. Eskiden şirketlerde 1-2 üst düzey insan olurdu, şimdi bir şirkette 10-12 kişi var. Yalnız bizim zamanımızda rekabet biraz daha centilmenceydi, o gittikçe azalıyor. Birçok yönetici (bir ara Bodrum modaydı), ufak tefek işlerle yaşamını sürdürebileceğini zannediyor. O kadar kolay
değil. Hobiyi iş haline getirmeleri lazım.

Uzun yıllar özel sektörde üst düzey çalışmışsınız. Bırakırken, bu kadar deneyimim var, daha birçok şey yapabilirim diye düşünmediniz mi? Çekinceleriniz olmadı mı?

- Olmadı. Bu işe başladığım ilk 7-8 ay, hala çalışıyordum. İşten ayrıldıktan sonra, etrafta duyuldu, Reşat işten ayrılmış diye. İlk 2 yıl birkaç teklif geldi. Ama tam anlaşmadık. Küçük bir model olsa da, kendi işimde de profesyonel yaşamın içindeyim. Ama profesyonel yaşama, müsait koşullar olursa tekrar dönebilirim.

Özel sektörde kazandıklarınızın büyük kısmını zeytin işine yatırmış görünüyorsunuz...

- Evet öyle oldu, birikimlerimin büyük kısmını buraya aktardım. Artık çiftliğimizin bize geri ödeme zamanı geldi.

Çiftçiliği nasıl öğrendiniz?

- İnternette 20 bin sayfadan fazla doküman taradım. Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nün tüm yayınlarını okudum. Salihli ve bu enstitüdeki uzmanlardan yararlandım. Şu anda işleri benim dışımda abim ve bir yardımcımız yürütüyor. Çapaya, budamaya, toplamaya gelen dönemsel çalışanlar oluyor. Geçen yıl 2 bin yevmiye ödedim. Bu, 10 kişiye 1 yıl boyunca tam zamanlı iş sağlamakla eşdeğer. Bir işçi, bu yıl en iyi koşullarda 96 kilo zeytin toplayabildi. Tek tek elle toplanıyor çünkü.

Zeytinyağının adını Lidya Kralı’ndan aldı
Reşat Akkan’ın, çiftliğe ve markaya Alyattes adını vermesinin özel bir nedeni var. Çiftliğin bulunduğu alan, Lidya Krallığı’nın başkenti Sart şehrinin 5 km. kuzeyinde. Burası aynı zamanda, Lidya kralları Alyattes’in ve Gyges’in anıtmezarları arasında kalıyor. Alyattes, dünyanın en zengin kralı olarak bilinen Kresüs’ün (Karun) babası. Bilinenin aksine Kresüs başarılı bir kral değil. Serveti babası Alyattes’ten miras kalmış. Alyattes, dünyadaki en uzun süre tahtta kalmış (bazı kaynaklara göre 59, bazılarına göre 64) kral.


Gaye GÜZELAY, Hürriyet İK , 18 Haziran 2006
gguzelay@hurriyet.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi